1 Aralık 2007 Cumartesi

BADAL (4 NİSAN 2005)

Tarih: 7 Mart 2005.

www.alkaralar.com’da bir konu başlığı: “KOMİKLER!”

Yazan Sinan Badal: “Bir de ben anlatayım başımdan geçeni. Kızılay’daki tüp geçidin altındaki havuzlar yapılmadan evvel, yayalar karşıdan karşıya tüp geçitten değil altından geçiyor. Geçidin altındaki polis arabasından da ‘sayın yayalar lütfen tüp geçidi kullanalım’ anonsu yükseliyor. Baktım yol boş; ben de geçeyim dedim. Tam geçerken polis hoparlöründen bir ses: ‘SİNAN BADAL sen de tüp geçidi kullan!’ Meğerse polis memuru asker arkadaşımmış!”

Kelimelerin yetersiz kaldığı ve boğazımızda düğümlendiği çok kötü bir gün yaşadık dün.

Alkaralar sitesinde bana ayrılan bu köşede bir gün sevgili kardeşim Badal’ın ardından bu satırları yazacağımı hiç düşünmemiştim.

Yaklaşık iki yıl önce birbirimizi hiç görmeden yalnızca Alkaralar sitesinde yazdığımız mesajlarla tanışırken, bir gün iş için geldiği Bakanlıkta önce Emre’nin Babası’nı, sonra da beni ziyaret etmişti.

Odadan içeri girdi ve “Polatlılı siz misiniz?” diye sordu.

Ben, işin doğrusu onun kim olduğunu bilmiyordum. Memleketimi soruyor herhalde diye düşünerek “Evet” diye cevap verdim.

“Gençlerbirliği taraftarısınız, öyle değil mi?” diye sordu bu kez gülerek.
Bu soruyla birlikte ben de onun Gençlerbirliği taraftarı olduğunu anladım ama merak ettim. Acaba kimdi bu arkadaş?

Benim sormama zaman bırakmadan kendini tanıttı: “Ben Badal'ım!”

Kucaklaştık. Çay içtik. Sohbet ettik. Futboldan konuştuk. Gençlerbirliği’nden konuştuk.

İtiraf edeyim ki Badal’ı ilk gördüğümde çok şaşırmıştım. Çünkü o günlerde kendisine öyle bir avatar seçmişti ki, ben Alkaralar sitesine yeni girmiş bir bilgisayar acemisi olarak, adam boğazlamaya hazır durumdaki sert görünümlü avatarından dolayı Badal’ı hep Gençlerbirliği’nin sert taraftarlarından biri olarak düşünmüştüm. Oysa tam tersiydi. Hayata bağlı, arkadaş ve dost canlısı, şeker gibi tatlı bir insandı.

Alkaralar forumlarının en devamlı ve en çok yazan üyelerinden biriydi. “Merkez Hakem Komitesi ve onun işbirlikçileri” Badal’ın uzmanlık alanındaydı ve bu konudaki başlıkları o açardı.

Tüm maçlara (halı saha ve deplasman maçları dahil) eşi, oğlu, kardeşi başta olmak üzere “familyası” ile birlikte gider ve bundan büyük bir zevk alırdı.

Geçen sezon Konyaspor deplasmanında beraberdik.

Yine geçen sezon İstanbul Olimpiyat Stadı’nda Gençlerbirliği ile Trabzonspor arasında oynanan Türkiye Kupası final maçında da beraberdik.

ASAŞ’ın bazı maçlarında Cebeci Stadı’nda beraberdik.

Gençlerbirliği’nin bazı UEFA Kupası maçlarında da Maraton’da beraberdik.

Gençlerbirliği’nin lig maçlarında biz Maraton’dan “KIRMIZIII!” diye bağırdığımızda, Gecekondu’dan “SİYAAH!” diye avazı çıktığı kadar bağıranlardan biri mutlaka Badal’dı. Çünkü o, lig maçlarında, “Badalgiller Familyası” dediği ailesiyle birlikte Gecekondu’daydı.

Her Pazartesi akşamı tesislarda oynadığımız halı saha maçlarına familyası ile birlikte sık sık gelir; oğlu Samet kendiliğinden Al Takım’ın acar elemanlarının arasına karışırken, Badal da hemen Kara Takım’daki yerini alırdı.

O bizim takım arkadaşımızdı!

O bizim tribün arkadaşımızdı!

O bizim dostumuzdu!

O bizim kardeşimizdi!

Oysa biz onunla Yenikent’teki ASAŞ-Bulancakspor maçında beraber olacaktık dün. Hiç konuşmadan, sözleşmeden…

Kendiliğinden…

Önceden konuşmaya, sözleşmeye zaten gerek yoktu, çünkü biz biliyorduk ki familyasıyla birlikte mutlaka gelecekti bu maça.

Ama olmadı.

Çok genç yaşta, zamansız kaybettik Badal’ı.

Dün, Karşıyaka’da son yolculuğuna uğurladık onu.

Güle güle Badal!

Güle güle sevgili kardeşim!

Güle güle güzel insan!

Güle güle kıdemli Alkara!

Arkadaşlığın, dostluğun, kardeşliğin için çok teşekkürler.

Her zaman aramızda olacaksın.

Seni hiç unutmayacağız!

4 Nisan 2005
Taraftar arkadaşımız Haydar Gerlevik'in, Badal'ın anısına hazırladığı bir video: http://www.youtube.com/watch?v=yuhKXzYEnNs



Alıntı: SAKİN OL ŞUURLU OYNA-Necdet Özkazancı (Sayfa: 46-48)

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Canım babam nur içinde yat.. seni çok seviyorum ve hergün özlüyorum..