1 Aralık 2007 Cumartesi

CAMİNİN ÖNÜNDE BEŞ LİRA BULDUM (28 KASIM 2007)

Caminin önünde beş lira buldum.
Hoppala Hacelim ben buldum.
Kımıldama Hacelim ben buldum.

Araya araya dengimi buldum.
Hele hele Hacelim ben buldum.
Goçum da Hacelim ben buldum.

Çiki çiki çiki çiki. Şıkıdım şıkıdım.
Çiki çiki çiki çiki. Şıkıdım şıkıdım.

Karşı karşı yaptıralım damları.
Hoppala Hacelim damları.
Sürmeli Hacelim damları.

Atalım da gasaveti gamları.
Hoppala Hacelim gamları.
Hele hele Hacelim gamları.

Goççuuuum!
Çiki çiki çiki çiki. Şıkıdım şıkıdım.
Çiki çiki çiki çiki. Şıkıdım şıkıdım.


Uzun yıllar önce Polatlı’da, bizim mahalledeki bir ev düğününde oynamıştık bu oyun havasına… Sözleri üç aşağı beş yukarı böyleydi…

Niye anımsadım bu oyun havasını?

İşte, oyun havasını çalıp söyleyen çalgıcı arkadaşın, caminin önünde beş lira bulduğu gibi, ben de Pazar günü Ankaragücü-Vestel Manisaspor maçından çıkarkene, tribünde yanımda oturan taraftarın koltuğunda bir CD buldum; sanırım orada unutmuştu.

Hemen arkasından seslenerek CD’yi gösterdim ve dedim ki: “Hey arkadaş! Bak bu CD’yi unutmuşsun koltukta.”

“Yok abi” dedi. “Unutmadım, özellikle bıraktım. İşine yararsa, al senin olsun. Harbiden çok şekilli bir CD, ama benim ihtiyacım kalmadı.”

Ben CD’nin içinde ne olduğunu merak ettiğim için sordum: “Nedir bu, müzik CD’si mi?”

Başını iki yana sallayarak, “Hayır!” diye yanıt verirkene hınzırca gülümsüyordu.

Ben daha da meraklanmıştım. “Video mu yoksa?” dedim.

Yine aynı hınzırlıkla gülümseyerek, başını yukarı kaldırdı: “Iıh, video da değil.”

Allah allah, müzik CD’si değil, video CD’si değil… Bu, bu, nedir bu?

“Yapma bunu, yapma bunu. Ya kardeşim, merakta bırakmasana beni. Söyle ne var bunun içinde?”

“Evde bilgisayarın var mı abi?”

”Var, ne olacak?”

“CD okuyabiliyor mu?”

“Okur, okur. O kadar okuryazarlığı var.”

“Bilgisayarda CD konulan yer var ya…”

“Heee!”

“İşte oraya bu CD’yi takıyorsun.”

“Taktık.”

“İzleyince içinde ne olduğunu görüyorsun. Anladın sen onu.”

“Hee, anladım. Öyle olsun bakalım. Sen burada söylemiyorsun yani. Ne yapıyoruz, ne yapıyoruz, evdeki bilgisayarda izliyoruz ve görüyoruz. Virüs neyim değildir inşallah.”

“Yok abi yaa, ne virüsü! İzleyince göreceksin bak; şekli şemali yeter valla. İşine çok yarayacak meraklanma. Biz birkaç sene kullandık ve çok istifade ettik. Ama bu sene ihtiyacımız kalmadı gibi...”

“Neyse, inşallah işe yarayacak bir şeydir. Yine de teşekkürler.”

“Hayırlı uğurlu olsun abi. Allah utandırmasın. Yararını görürsünüz inşallah. İyi günlerde kullanın.”

“Sağol goçum.”

“Sen de sağol abi. Önümüzdeki maçta CD hakkındaki düşünceni de esirgemezsin artık bizden, öyle değil mi?”

“Tabii canım, tabii canım. Ne demek!”

Tokalaştık ve ayrıldık. Eve gelince hemen bilgisayarı açtım ve heyecanla CD’yi taktım. Merakla beklediğim an nihayet gelmişti işte. Birden gol sevinci olduğu anlaşılan büyük bir uğultuyla birlikte ekranda bir video görüntüsü belirdi. Ve ardından binlerce kişinin katıldığı müthiş bir tezahürat duyuldu. İki sezon önce, Ankara 19 Mayıs Stadı’ndaki bir maçta Ankaragücü’nün Diyarbakırspor’a attığı bir gol sonrasında tribünlerin coşkuyla söylediği ve zor zamanlarda söylemeye devam ettiği tezahüratın görüntüsüydü bu:

“HÜKÜMET DÜŞER,
ENFLASYON DÜŞER,
ANKARAGÜCÜ BABAYI DÜŞEER.
HAYDA HAYDA NİHAYDA!
HAYDA HAYDA NİHAYDA!”


Evet, Ankaragüçlü arkadaş en azından şimdilik ihtiyaç duymadığı bu tezahüratı içeren CD’yi, ziyan olmaması ve ihtiyacı olan takım taraftarlarının kullanması için, yanımda oturduğu koltuğa bırakmış; onu bulmak da bir rastlantı sonucu bana düşmüştü.

Şimdi, Gençlerbirliği camiası olarak birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz şu dönemde, bu özlü ve anlamlı tezahüratı tribünde kendimize uyarlayarak kullanma ve videoya kaydetme sırası bizde. Attığımız gollerden sonra bu tezahüratı tribünde söyleyelim ve videoya da kaydedelim ki, bizden sonra ihtiyacı olan takımların taraftarlarına aktarabilelim.

O zaman, haydi bakalım!

Atalım da gasaveti gamları.
Hoppala Hacelim gamları.
Hele hele Hacelim gamları.

Goççuuuum!
Çiki çiki çiki çiki. Şıkıdım şıkıdım.
Çiki çiki çiki çiki. Şıkıdım şıkıdım.


HEP BERABER, ŞAK ŞAK ŞAK ŞAK! HEP BERABER, ŞAK ŞAK ŞAK ŞAK! AYAĞA AYAĞA, MARATONUM AYAĞA! AYAĞA AYAĞA, MARATONUM AYAĞA! LÜTFEN AYAĞA KALKAR MISINIZ! LÜTFEN AYAĞA KALKAR MISINIZ!

Amanın Çakır kaptı topu! Hadi aslanım benim. Şimdi çakacak bak. Vur goçum vur! Vuur, vuur! Vur da gol olsun be, vuur! Vursana laan, vuur! Vur işte be, vuur! GOOOOOOLLLLLL! GOOOOOOLLLLLL! İşte bu! İşte buu! Hey yavrum bee! Goçum benim, aslanım beniim! Çak babadostu, çak!

“HÜKÜMET DÜŞER,
ENFLASYON DÜŞER,
GENÇLERBİRLİĞİ BABAYI DÜŞEER.
HAYDA HAYDA NİHAYDA!
HAYDA HAYDA NİHAYDA!”


Ankara, 28 Kasım 2007

Hiç yorum yok: